Yabancının sonu

Hemen kaçmalısın oradan. Durma uzaklaşmak hala ellerindeyken kendi kaybetmeye bu kadar uzakken kaç ondan. Yok oluşunun bi bitişini gözlerinin önüne getir. Bu zamana kadar biriktirip yıktığın dağların ardına bak. Tüm tümsekleri yıkıp giden ve sana kocaman bir ova bırakanları hatırla. Kaç oradan sen sana bu kadar yakın olmuşken kaçmaktan başka çaren mi kalıyor şu teoremde. Düşün hiç düşünemediğin boşluklara düştüğün karanlıklar yok olacak artık. Hisset insanlar artık sana güler yüzle bakacak. Yalancılıklarını alıp yüzüne vuramıyacaksın. Sen o hiç kimsenin sevmediği kötü çocuk olamayacaksın. Doldurduğun bardakların arkasına saklanamayacaksın. Hiç olmadığın kadar uzakta, hiç olmadığın kadar yüzeyde, hiç olmadığın kadar güvende kalacaksın.

Kes sesini şu an ben konuşuyorum. Konuş aslında sen bilirsin. Senin baştan beri istediğinde buydu zaten. Senin karışamadığın topluma seni karıştırsınlar istemiştin. Yok olmak bu kadar içten bile değilken sen o gölgelikte uyuklamayı tercih ettin. Birilerinin alıp seni götürebileceğini bilmek bu kadar kolaydı çünkü. Sen seviyeni gözlerinin arkasına koydun şu an göremediğin her şeyi al ve sessizce çek git buralardan. Son bakışların, son çırpınışlarını ve son nefes alışlarını görürsem bir kez daha ölmeyi bu kadar isteyen bir canlıya bir kez daha lanet edeceğimi unutma. Hiç istemediğin diyarlardan kayboluşuna bir bakıma... Şerefe!

Koşamadığını fark ettiğinde vücudunun tüm hücrelerini kontrol et. Bazı yabancılıkların yalancılığa dönüşüyor olabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evin erkeği

Ağaç Kovukları

Düşünme Öyle Şeyler