Evin erkeği

Böyle başlamıştı bizim aşkımızda ne saçmalık işte, bir gün parkta. Bir anda sıkıştım ve tabelaya bakmadan daldığım tuvalette onu tanıdım. Çok güzeldi, yapamıyordum bir şey, o an gözüm hiç bir şey görmüyordu çünkü ona takılmıştı. İşimi hallettikten sonra onu takip etmeye başladım, annesinin yanına gitti ve olayı anlattı hemen. Onun oturacağını fark ettim ve ağacın altına yattım. Bana bakıyordu annesi ve teyzesi ve galiba gülüyorlardı. Onlar gidene kadar onları orada izledim, onlar kalktıktan sonra takip etmeye başladım devam ediyorlardı. Bizim sokağa döndüklerinde çok sevinmiştim. Bir baktım ki benim camımın baktığı eve taşınmışlar. Hemen eve çıktım, perdeleri açtım ve düşünmeye başladım, onun o güzel at kuyruğu saçlarını ve masmavi gözlerini. Düşündükçe onu, çöldeki uçsuz bucaksız bir göl gibi görüyordum. Hemen ses yapmaya başladım, ses yaparsam belki cama veya balkona çıkardı böylece dikkatini çekmiş olurdum. Son ses açınca büyük abimin Motörhead CD'lerini tüm mahalle ayaklandı fakat onlardan bir ses çıkmıyordu.
Bir gün aşağıda top oynarken onu gördüm tek başına voleybol oynuyordu hemen yanına gittim ve oynamaya başladık, laf lafı açtı. Babasının uzun zaman önce öldüğünü ve buraya onun için taşındıklarını, annesi ve teyzesiyle yaşadığını öğrendim. Artık daha dikkatliydim konuşurken, karşımdaki sonuçta yetim bir kızdı. Bir zaman sonra o kadar yakın olmuştuk ki annesi bir şey isteyince ben hemen bir koşu gider alır gelirdim, sonuçta evlerinde bir erkek yoktu, lazımdı bir erkek başlarına. 9 yaşında olmama rağmen tüm isteklerini karşılayabileceğimi düşünüyordum. Aylin'in annesi her dediğime gülüyordu, değişik bir kadındı "Bir şey lazımsa haber edersiniz Müjgan teyze" lafıma gülüp "Daha erken gülüm ilerde inşallah" diye cevap verip Aylin'in teyzesiyle kötü kadın kahkahaları atıyorlardı. Çok değişik bir evdi, zaten teyzesi ayaklı diskoydu, ışıltılı kıyafetler giyerdi. Bana da hep "Şekerim yesinler seniii" derdi. Bazen Aylin sinirlenirdi, bana dokunmasına izin vermezdi.
Aylin bir zaman sonra benim kadınım olmuştu. Bizde böyledir sahipleniriz sonuçta delikanlıyız bırakmayız sevdiğimizi ama erken bunlar için.. Bir zaman sonra o onların kalkmasını beklerken oturduğum ağaç altı hikayesini anlattım birazda utandım şu tuvalet olayı yüzünden ama olsun sonuçta romantikti onu elde edebilmek için peşinden koşmam çok etkilemişti onu. Filmde gördüğüm gibi sarılıp elini tutuyordum. Her zaman o onu beklediğim ağacın üstünde, ama bir şey biliyorsam Aylin bana çok güveniyordu.
Bir zaman sonra çıkmaz oldu dışarıya Aylin. Maddi sıkıntıları mı ne varmış. Aylingile gittiğimde her gün içeriden farklı farklı adamlar çıkıyor, Aylin'e sorduğumda akraba diyordu. Aylingilin evi yol geçen hanı gibiydi herkes girip çıkıyordu. Bir gün mahallede tek başına top sektirirken abim ve tayfası topu ister vaziyette yanıma yaklaştı. Konuşmaları arasında duydum Aylingilin evinde sıkça bahsettiler duyduğum kadarıyla bu filmlerdeki gibi kötü kadınlardanmış annesiyle teyzesi çıldırmıştım o anda onların neyine yetemediğimi düşündüm. Okulu bırakıp çalışmaya karar vermiştim artık Aylin'i kaçıracaktım. Çünkü o insanlar arasında yaşamasına gönlüm razı olmuyordu.
Bir gün Aylingilin salonunda kamyonculuk oynuyorduk. Birden o öküz girdi içeri işte hikayemin kahramanına zarar veren o haysiyetsiz adam ilk önce kapıyı açan annesini itti sonrada kapı dibinde bana doğru kamyonla gelen Aylin'e vurdu Aylin'e öyle bir vurmuştu ki Aylin'in sağ kulağı kıpkırmızı olmuştu. Hemen etrafıma baktım o adama bir şey yapacaktım ama onun hedefi Aylin'in teyzesiydi camın önündeydiler birbirlerini itiyorlardı. Aylinin teyzesi tam düşüyordu ki, arkasından fırlattığım vazo o öküzün kafasına çarptı. O anda Aylin'in teyzesi bir manevrayla çekildi ve o öküz ön camdan aşağıya düştü. Polisler geldiğinde Aylin'in annesi ve teyzesini götürdüler. Polislere "Ben yaptım komiserim cezamız neyse razıyız" diyordum ama dinletemiyordum. Adamlar karar kılmışlardı gelmeden kesinlikle katil bir yetişkindir diye. Sonra ailenin yetişkinlerini aldılar her şeyi ben yaptığım halde. Ondan sonra Aylin'e de bir zaman sonra annesi ve teyzesi hapiste olduğundan devlet sahip çıktı ve Anadolu yakasındaki bir çocuk esirgemeye yerleştirdiler. Karşı tarafa düşmüştü artık onunla beraber olmayı düşünmek çöldeki bir göl kadar uzaktı bana ve bu uzaklık bu kez gerçek değil sadece seraptı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ağaç Kovukları

Düşünme Öyle Şeyler