Hiçliğin Histerisi
İçimdeki karanlıkta boğulurken, dışarıdaki güzellikleri fark edemiyorum. Yorgunluğum omuzlarımdan ziyade artık ruhuma muazzam bir şekilde yük oluyor. Toplumun sınır zırvalıklarından, sıradanlaşmışlıklarından sıyrılmaya çalışıyor ve onları artık daha fazla itiyorum. Gittikçe de sanki dibe çöküyorum. Sonumu hazırlıyorum. Tutarsızlık da başa ayrı bir dert. Ruh karmaşası da denebilir. Ömre yayılmış bir tutarsızlık. Dengeleyemiyor, düzeltemiyorum. Netlik yok. Net olduğum tek şey, bilinmezlik. Bata çıka ilerlemek, istemediğim şeyleri çıkarıp savuramamak hayatımdan. Farklı ve boğucu bir buhranın kıskacındayım. İnsanların içinde dolaşmak içi çoğu zaman normale çekiyorum kendimi. Yanlışlara olan isyanımı hep haykırıyorum elbette. Buna karışamazlar. Bari buna karışmasınlar. Aslında her şeye, herkese karşı içimde nefret besliyorum. Bu bi çeşit öfke. Yalanlarını, sahteliklerini, çıkar çatışmalarını anlamaktan, bunlara katlanmaktan tiksiniyorum. Kendi aptal dünyaları ve aptal yargılarıyla ahkam k