Alçılı kol
Sessizce sokuldum. Sadece aşkımı fısıldayacaktım ama o aksine elindeki su matarasını yüzüme geçirmekle yetindi. Belkide bir söz vardır hep amcam beni döverken kullanır ben sevgimi böyle gösteriyorum oğlum. İşte o matara olayından sonra hümeyra'nın beni dövmesi için çok uğraştım. Her gün temiz sopamı yiyor eve geliyordum. Bu nasıl kızdı anlamıyordum yüzüme attığı yumruklar yüzünden sağ yanağım sanki daha çöküktü yada ben öyle hissediyordum. O vurdukça "Senin vurduğun yerde gül biter" diyordum. O dahada hızlanıyordu. Aslında hayallerimde dayak üzerineydi. Çocuklarımız olacaktı Hümeyra hepimizi sıraya sokacaktı ikimizi çok güzel bir aile saadetimiz olacaktı...
Taa ki o çocuk bizim mahalleye taşınana kadar.. Çok sinir bir çocuktu ne buluyordu onda Hümeyra hiç bilmiyordum. Alt tarafı sarı saçlı mavi gözlü ben de kavruk tenliyim ne olacak sanki beni de böyle kabul etmeli. Bazen aşk bunları kaldırır insanlar bazı şeylerden fedakarlık etmeli. Tabi bizimkine aşk denirse.. Ama platonikte bizim yaştaki arkadaşların tercih ettiği bir yönden. O zamanda bizim sınıfta aşık olmayan erkeklere erkek denilmiyordu. Zaten erkeksen ve aşkının karşılığı gelsiyse sana sınıfın kralı gözüyle bakılıyordu. Ve işte o kral bendim. Okul başlamıştı kaldırmıyordum yanımdan hümeyra'yı biliyorum gönlü ondaydı. Ama onu zamanımın en iyi gofretiyle besliyordu. Kız artık korkudan bir şey diyemiyordu. Düşünsenize sınıfta sayılan birisiniz sonuçta sevgiliniz yanınızda oturuyordu. O günlerde kraldım tabi o gelen çocuk kızı niye bırakmıyorsun deyip beni sınıfın ortasında dövünceye kadar dövme demiyelim buna ya fazla bir şeyim yok sadece elimdeki alçı biraz ağrı yapıyor birde yere düşerken çenemi bir yere sürmüşüm orada bandaj var. Ama o olacakların farkında değildi. Artık sınıfın dayısı oydu. Bizim çocuklar bana bakıp yere düşme hareketi yapıyordu. Birde kız gibi ağlıyormuşum yalana bak dedim tabi. Ama kıvanç durmuyordu ikide bir gelip "Bir şey diyorsan yani meydan şurası" deyip imalı imalı konuşuyordu. Bu en iyi olduğum spor olan futbolda da devam etti. Her zaman kurduğum takımı bu kez kıvanç kuruyor ve beni karşı takımın kalesine koyuyordu. Birden sinirlendim kaleyi gelen topu tuttum. Yere bıraktım hafifçe sektikten sonra duran topu ayağımın altıyla düzelttim herkesi geçmeye başlamıştım o sahayı bir çırpıda geçmiştim ve golü atmıştım golü attıktan sonra zil çaldı hemen üstümü giyindim sınıfa çıktım. Sınıfta herkes attığım golü konuşuyordu biliyordum aşağıda Hümeyra zaten alkışlamıştı o yeterdi. Elimdeki alçının son günüydü o akşam çıkarttırmaya gidecektim. Sınıfa girdim. Herkes alkış tutuyordu tabi büyük futbolcuya derken. Kıvanç bir ayak hareketiyle bana sınıfın ortasında paça attı tabi dayanamadım vurdum topa bu çok kapıdan içeri girmekte olan güzel öğretmenimiz Sermin'in kafasının tam alın diye tabir edilen bölgesine değdi. Tabi kadın sinirle vurulan topun etkisiyle oraya yığılıp kalmıştı. Müdür yardımcısıyla falan ayıltmak güç oldu sanki kadın evde yatmamıştım öyle ölü gibi yatıyordu. Tabi olacakların farkında olmayan ben hemen atıldım. Hoca uyanmıştı yüzüne baktım hocam isterseniz demeye kalmadı hemen yedim şamarı sınıfın içinde top oynamak derken müdür yardımcısı ve öğretmenimin ağır aparkat ve kroşe'lerine maruz kalmıştım ve çıkışta o dayağın verdiği bitkinlikle eve gidiyordum okul çıkışında ancak salmışlardı beni kapıda kıvanç ve bizim çakal tayfası bekliyordu. Kıvanç yine benimle dalga geçecekti bu kez hiç uğraşmayacaktım. Derken o sopanın elinde belirmesi benim bugünkü 2 dayağı yiyecek olmam anlamına geliyordu ama artık yemeyecektim canıma tak etmişti. Elimdekileri bıraktım. O alçılı kolumla Kıvanç'ın yüzüne gelişine güzel bir kol darbesi yaptım. Çakal tayfasından bir şey kalmamıştı ama onların dağılmasıyla arkada beliren yüz tanıdıktı. Bugünkü attığım gol ve yaptıklarım için beni tebrik etmek isteyen Hümeyra yaptığımı görünce "Bende seni bir şey sanmıştım" deyip evine koştu. Bu saatten sonra ne artık kıvançla uğraştım ne de hümeyra'nın peşinden koştum. Eve gittiğimde yediğim dayağı gören annem ve babam okulumu değiştirdi. Artık eski okuldaki ünümle yeni okulumdayım artık yerim rahat bu arada en öndeki sarışın kız hümeyra'dan güzel..
Taa ki o çocuk bizim mahalleye taşınana kadar.. Çok sinir bir çocuktu ne buluyordu onda Hümeyra hiç bilmiyordum. Alt tarafı sarı saçlı mavi gözlü ben de kavruk tenliyim ne olacak sanki beni de böyle kabul etmeli. Bazen aşk bunları kaldırır insanlar bazı şeylerden fedakarlık etmeli. Tabi bizimkine aşk denirse.. Ama platonikte bizim yaştaki arkadaşların tercih ettiği bir yönden. O zamanda bizim sınıfta aşık olmayan erkeklere erkek denilmiyordu. Zaten erkeksen ve aşkının karşılığı gelsiyse sana sınıfın kralı gözüyle bakılıyordu. Ve işte o kral bendim. Okul başlamıştı kaldırmıyordum yanımdan hümeyra'yı biliyorum gönlü ondaydı. Ama onu zamanımın en iyi gofretiyle besliyordu. Kız artık korkudan bir şey diyemiyordu. Düşünsenize sınıfta sayılan birisiniz sonuçta sevgiliniz yanınızda oturuyordu. O günlerde kraldım tabi o gelen çocuk kızı niye bırakmıyorsun deyip beni sınıfın ortasında dövünceye kadar dövme demiyelim buna ya fazla bir şeyim yok sadece elimdeki alçı biraz ağrı yapıyor birde yere düşerken çenemi bir yere sürmüşüm orada bandaj var. Ama o olacakların farkında değildi. Artık sınıfın dayısı oydu. Bizim çocuklar bana bakıp yere düşme hareketi yapıyordu. Birde kız gibi ağlıyormuşum yalana bak dedim tabi. Ama kıvanç durmuyordu ikide bir gelip "Bir şey diyorsan yani meydan şurası" deyip imalı imalı konuşuyordu. Bu en iyi olduğum spor olan futbolda da devam etti. Her zaman kurduğum takımı bu kez kıvanç kuruyor ve beni karşı takımın kalesine koyuyordu. Birden sinirlendim kaleyi gelen topu tuttum. Yere bıraktım hafifçe sektikten sonra duran topu ayağımın altıyla düzelttim herkesi geçmeye başlamıştım o sahayı bir çırpıda geçmiştim ve golü atmıştım golü attıktan sonra zil çaldı hemen üstümü giyindim sınıfa çıktım. Sınıfta herkes attığım golü konuşuyordu biliyordum aşağıda Hümeyra zaten alkışlamıştı o yeterdi. Elimdeki alçının son günüydü o akşam çıkarttırmaya gidecektim. Sınıfa girdim. Herkes alkış tutuyordu tabi büyük futbolcuya derken. Kıvanç bir ayak hareketiyle bana sınıfın ortasında paça attı tabi dayanamadım vurdum topa bu çok kapıdan içeri girmekte olan güzel öğretmenimiz Sermin'in kafasının tam alın diye tabir edilen bölgesine değdi. Tabi kadın sinirle vurulan topun etkisiyle oraya yığılıp kalmıştı. Müdür yardımcısıyla falan ayıltmak güç oldu sanki kadın evde yatmamıştım öyle ölü gibi yatıyordu. Tabi olacakların farkında olmayan ben hemen atıldım. Hoca uyanmıştı yüzüne baktım hocam isterseniz demeye kalmadı hemen yedim şamarı sınıfın içinde top oynamak derken müdür yardımcısı ve öğretmenimin ağır aparkat ve kroşe'lerine maruz kalmıştım ve çıkışta o dayağın verdiği bitkinlikle eve gidiyordum okul çıkışında ancak salmışlardı beni kapıda kıvanç ve bizim çakal tayfası bekliyordu. Kıvanç yine benimle dalga geçecekti bu kez hiç uğraşmayacaktım. Derken o sopanın elinde belirmesi benim bugünkü 2 dayağı yiyecek olmam anlamına geliyordu ama artık yemeyecektim canıma tak etmişti. Elimdekileri bıraktım. O alçılı kolumla Kıvanç'ın yüzüne gelişine güzel bir kol darbesi yaptım. Çakal tayfasından bir şey kalmamıştı ama onların dağılmasıyla arkada beliren yüz tanıdıktı. Bugünkü attığım gol ve yaptıklarım için beni tebrik etmek isteyen Hümeyra yaptığımı görünce "Bende seni bir şey sanmıştım" deyip evine koştu. Bu saatten sonra ne artık kıvançla uğraştım ne de hümeyra'nın peşinden koştum. Eve gittiğimde yediğim dayağı gören annem ve babam okulumu değiştirdi. Artık eski okuldaki ünümle yeni okulumdayım artık yerim rahat bu arada en öndeki sarışın kız hümeyra'dan güzel..
Yorumlar
Yorum Gönder