Napolyon Eriği

İşte hayat bu kadarmış baksana sümsük babam bile annemle pazarda tanışmış bir napolyon kiraz birleştirmiş bizimkileri haklılar aslında bizim sevim'de pazar'dan belki bende onla evlenirim. Güzel bir ikili olmaz mıyız aslında onlar can erik kırmızı erik biz de napolyon kiraz ile bal üzüm mükemmel bence ilerde işleride büyütürüz oh mis..
Biliyorum günlük kendimi avutuyorum.. Bugün ilk kez babam bana güvendi ve tezgahta tek başına bıraktı kirazlarda cidden napolyonun dediği gibi para para para'ydı. Hemen ilk satışımda soluğu sevimin tezgahında buldum babasıyla babam bir şey konuşuyordu belediye mi ney boşverelim onları gelelim bizim konulara merhaba sevim dedim merhaba dedi. Hiç konuşmuyordu benimle hiç ilgilendirmiyordu biliyorum o adana şeker patlıcan diye bağıran çocuğun sesi kulağına hoş gelmişti lanet olsun niye biraz daha sesim güzel olamadı ki...
Parayı verdim çok güzelsin aynı bu güzelim can erikler gibi dedim ve erikten bir ısırık aldım çok ekşiydi hemen ööğğh bu ney iğrenç çok ekşi dedim hemen bir erik alıp bana fırlattı çok üzülmüştü biliyorum hemen onun toraman abisi Cengiz geldi. Cengiz yaşına göre uzundu kiloluydu büyüktü ona kimse bir şey diyemezdi mahallede arkadaşları ona cengo dedi. Cengiz abi birden kız kardeşinin ağladığını görünce yanıma geldi.
-Lan sen mi bir şey yaptın ?
-Yok abi ne yapabilirim galiba yandaki soğancı yüzünden daha demin kadına göstermek için soğanlarla oynuyordu ondan olmuştur abi hadi size kolay gelsin dedim ve uzaklaştım biliyorum çok duygusal bir kızdı. Patlıcancının oğlunu gözüme kestirmiştim gördüğüm yerde indirecektim hergeleyi uzaktan bize doğru geldiğini "Kardeş sende 2 beşlik.." demeye kalmadı kordum yandan tezgahtan aldığım domatesi gözüne yer misin yemez misin daldım orada lavuğa neymiş benim kadınıma asılmak gösterdim ona biz mert çocuklarız böyle şeylere gelemeyiz diyordum kendi kendime babamın arkadaşı geldi hemen "ne yaptın len kerata" dedi. Babam "Ne olmuş" dedi. Adam bir bir tüm hikayeyi anlatmış hemen eve geldim günlük akşam yine aklama kurt düşmüştü acaba sevim nasıldı diye düşünmeye başladım.. Ne yapıyım seviyordum işte hemen abimin odasına daldım onun eski şarapları olurdu alıp içecektim canıma tak etmişti bu aşk sevdası tam odaya girdim. Buldum bi tanesi açtım dolabı ki abimin odaya girip çantayı fırlatması bir oldu o sabahtan yarım kilo limonla yaptığı jöle hala olduğu gibiydi saçlarına baktı. 
-Sonrada bana misafirler geldi içeri gitsene senin arkadaşında orda dedi.
Hiç heyecanlanmamıştım kim olabilirdi ki gittiğimde o kahve ile kızıl arasındaki saçlarıyla arkadan baktığımda tanıyacağım tek kızdı sevim hemen yanına gittim: Pazarın ileri gelenleri oturmuş konuşuyorlardı ne olduğunu bilmiyordum sevime odama gidelim mi dedim oturduk konuştuk sevime babası gidiyoruz dediğinde bende içeri gittim babam yıkılmıştı bilmiyordum ne olduğunu annemin içeriden "Şimdi ne olacak burası bizim ekmek kapımızdı" dediğini duyuyordum hemen dışarıya fırladım bilmiyordum ne yapacağımı ama annemle babama konuşma fırsatı verdiğimi düşünüyordum artık annemle babam konuşuyorlardı. Belediye pazar bölgesindeki esnaflar yüzünden pazarın yeri değişecekmiş yeri de şehre uzakmış pazardakiler de protesto için eski pazar yerine geçiyormuş annem yapmasını istemiyordu.anarşist değil benim babam elbette ancak yedirmez hakkını kimseye. görmemiştim daha önce bu kadar derin baktığını. hiç konuşmadı dönderdi kafasını anneme bir iki saniye baktı annemin gözleri Akdeniz gibi berraktı o ana kadar birden sel olup aktılar. Babam o günden sonra evde daha çok bulunuyordu anneme yardım ediyor tamirleri o yapıyordu. Annem bu konuya çok sıkılıyordu bu duruma babamı alacaklarını biriktiriyor ondan sonra gönderiyor babamın bulup alması 5 6 saatini buluyor. Annemde bu sırada bir kaç kez temizliğe gitmişti biliyordum. Sonra aylar oldu artık iyice başlamıştı sıkıntılar başlamıştı artık babam daha uzun dalıyordu camlarda artık nefesleri şekil almaya başlamıştı çok üşüyordum kış gelmişti artık babam bizim soğuk olduğunu iddia ettiğimiz halde o sigarasını sarmış cam kenarına dizmişti her zamanki gibi başlamıştı içmeye artık babam nefes alamıyordu bir kaç kere hasteneye kaldırıldık ama devam ediyordu. Artık borçlar tamamen boğaza gelmişti. Benim okula yazıldığım gündü artık eve gelmiştim yolda sevimle vedalaşmıştım sanki bir ayrılık sahnesi gibiydi sonuçta aynı okula gidecektik biliyordum ama bu bir veda gibi gelmişti bana. Eve döndüğümüzde babamın o hafif gülümsel bakan güzel yüzünün niye yerde yatıp halıya baktığını merak ettim gittiğimde babam yatıyordu babamın üstünü attım. Sonra bir kez daha dönmeye gitmiştim annem benim peşimden girmişti yan komşu sevim teyzeyle konuşuyordu. Derken ben bahçeden çıkmadan annemin çığlığı geldi. Eve gittiğimde annemin gözünden öyle yaşlar dökülüyordu ki saçlarımın ıslandığını ve o kadar sık sarılıyordu ki kafamın artık ağırmaya başladğını hissediyordum. Ama babamın suratında güzel bir ifade vardı. Sanki gülüyordu güzel günler bekliyor sizi der gibiydi. Ondan sonra evimizi sattık. Kalan borçları ödedik anneannemgilin köydeki evine döndük artık ne pazarda çalışıyordum ne de başka bir şey yapıyorduk artık sadece tarlada dedeme yardım ediyordum o kadar böyle çalışmak eskisi gibi değildi babamı çok özlüyorum..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evin erkeği

Ağaç Kovukları

Düşünme Öyle Şeyler